00:20

Yenmez mi bu şimdi:)



BUNLAR BÖYLE SEVİMLİ MİNİKLER İŞTE:)
22:35

Kedilerde obozite


KEDİLERDE OBEZİTE…
Tıpkı insanlarda olduğu gibi hayvanlarında beslenme problemleriyle aşırı şişmanlığın yol açtığı bir obezite sorunuyla karşılaşabiliriz.
Kedimizin obez olup olmadığını nasıl anlarız ve anladığımız da ne yapmamız gerekir bu konu hakkında birkaç bişiyler yazacam.
Her kedinin cinsine göre bir vücut yapısı vardır. Simetrik olarak arka ayaklarlından ön ayaklarına doğur bakıldığın da yuvarlak bir simetri oluşturuyorsa kendiniz obezite sınırında yada sınırı geçmiş sayabiliriz.
Obeziteye sebep olan en önemli etken aşırı gıda tüketimi ve hareketsiz evcil hayvanların rahat düşkünlüğü sebep olur. Evcil kedilerin sahiplerinin evde olmayışı ve aç kalmaması nedeniyle mama kaplarına konan aşırı fazla mama ile kedinin mama tüketimini açlık ile değil vucudun günlük alışkanlık edindiği bir algı doyum fazlalığını kayıp etmesinden dolayı olabilir.
Çok az yemek yemesine ve hareketli olmasına rağmen çok çabuk kilo alabilen kedilerde ise genetik bir etken faktördür. Metabolizması az çalışan kediler de obezite olma riski yüksektir.
Hormonal değişiklikler. Kısırlaştırılmış kediler.
Troit bezlerinin olması gerekenden daha az çalışması , tıpkı insanlarda olduğu gibi troit bozukluğu olan kedilerin obeziteye yakalanma riskinin ana maddelerinden biridir.
Obezite ile aşırı kilo alan kedimiz için neler yapabiliriz.
Mama ile beslenen kedilerimiz için mama içinde bulunan un ve karbonhidrat ölçüsü fazla olan mamaların daha az olan ile karşılaştırıp mama öğünlerini az ve ufak parçalar halinde gün içinde dört porsiyona bölüp metebolizmasını farklı bir dengeye alıştırabiliriz.
Kedinizin yediği mama sadece tokluk hissi vermemeli. Gıda tatlanıdırıcılı , gıda boyalı , nişaşta , yağ , un içeren mamalardan daha çok protein içeren mamalarla beslenmesi kontrolleriyle yardımcı olabiliriz kedimize. Karbonhirat beslenmesi yüksek mamalar şeker hastalığına davetiye çıkartabilir.
Hepimiz biliriz ki doğada ki kedilerimiz kuş , fare , börtü , böcek peşinde gerek oyunsal gerekse açlık gidermek için bir enerji sarf ederler. Evcil hayvanlarımız ise bu tarz davranışları daha çok bulduğu ufak bir oyuncak veya davetsiz bir misafir ile gidermeye çalışırlar ama bazen bu onların yaşadığı çevre ve vucutlarının farklı teptomlar nedeniyle hastalığa bile davetiye çıkarabilir.
Obezitenin sebep olduğu bir çok ciddi hastalık vardır;
*Diabetes mellitus (şeker hastalığı)
*Hepatic lipidosis (karaciğer hastalığı)
*Artrit,kalça çıkığı,omurlarda disk problemleri (fıtık)
*İdrar yolları hastalıkları (sistit)
*Solunum güçlüğü (akciğer hastalıkları)
*Kalp yetmezliği
*Böbrek hastalıkları
*Anestezi riskinde artış
*Ameliyat komplikasyonları riskinde artış
*Kabızlık ,aşırı gaz ve pankreas hastalıklarını içeren sindirim sistemi problemleri
*Sıcaklığa karşı hassasiyet
*Deri hastalıkları,Tüy problemleri
*Enfeksiyonlara karşı direncin azalması(Özellikle viral hastalıklara)
*Egzersize karşı hassasiyet (egzersiz intoleransı)
*Ağrı nedeniyle hassasiyet ve sinirlilik hali, huzursuzluk

Bu tarz hastalıklara davetiye çıkarmamak için. Mama miktarına dikkat etmeliyiz.
Kilo kaybı ve kedinizi forma sokmak için…
Günlük yiyeceği mamayı veteriner kontrolünde öğrenip 3-4 ögünle beslenmesine dikkat edilmelidir.
Veterinerde satılan besin kalitesi ve içindeki mineral , protein , karbonhitrad ölçümü denetimli mamaları tercih edin.
Kilo kayıplarında ona ödül olarak mama vermeyin. Değişik çeşitli oyunlar oynayabileceğiniz oyuncaklar ve ona vakit ayırarak sevginizle onu ödüllendirin.
Peşinizden gelmesine sizinle vakit geçirmesine etrafınız olması için onu çağırmak ve dokunarak onu devamlı motive edin.
Sevdiği oyuncakları keşfedip , onun ulaşmak için caba sarf edeceği belirli eksersizliği yapabileceği tarz da onu eğlendirici haretlerle ona yardım edebilirsiniz.
Verilen kilo kayıplarıyla sağlığına dönen kedinizi , rahat hareket etmesi , sosyal hayattaki hareketlilikle beslenme programına devam edip. Kedinizi uzun ömürlü ve sağlıklı olarak uzun bir süre sizinle kalmasına sebep olmuş olacaksınız.

Son söz : İnsan oğlu tombul ve yemek yiyen kilo bakımından fazla olsa da her zaman kilo alımının getirdiği sağlık sorunlarının başını obezitenin aldığını biliyoruz. Gerek okuyarak , gerekse deneyimsel olarak yaşayarak , internet , ansiklobedi , kitap , veterinerlik deneyimlerimle size iki kelam etmek istedim.
Birkaç gün önce diyet ve obezite nedeniyle ölen kedi meow’aİtafen kaleme alınmıştır..

Güneş..
09:05

Eve SEPET servis




08:47

nereye bakıyo bunlar?

Nereye bakıyor bunlar ..Ah hıc te kalkasım bakasım yok... ama yıne de nereye bakıyo bunlar yaaaa
Ne var kş orda?????
21:46

BEN SENİN KEDİN OLMALIYIM GÜNEŞ ...



Ufak yaştan beri birçok hayvanım oldu
ve onlarla aldığım sorumlulukla bilinçli bir hayvan sever oldum.
Hayvanlara karşı olan düşkünlüğüm ve onlara olan sevgimin başrolü babama aittir. Neden diye sorarsanız bir kış günü köpeklerin ayağını parçaladığı ve derisinden nerdeyse kemiği görünen kediyi eve getirdiği güne kadar.
O gün altı ya da yedi yaşında falandım.
Babam kedinin derisini normal mumlu ip ve iğne ile dikerken donmuş gibi duran kedinin kafasını okşamaktan başka hiçbir sorumluluk vermemişti.
İki üç gün donmuş ve ayağı sakat kedi bizimle kaldı.
Kendine gelmeye ve evde ona karşı duyulan sevgi ile kendini iyi hissederek çabuk iyileşti. Alerjisi olan biri olarak tüm hayvanlara karşı duyduğum sevgiden hiç vazgeçmedim.

Konuya böyle giriş yaptım. Aslında kedilerin ve tüm hayvanların insanlardan aldığı enerji ve onları seçmesiyle ilgili bazı düşüncelerimi paylaşmak amacım. 10 yıldır benimle olan ve geçen aylarda kaybettiğim kedim mükremin’nin acısıyla kendimi hiçbir kediye karşı sevgim merhamet boyutundan başka bir duygu hissedemiyordum.
Mahallede ki tüm kediler beni tanır. Hatta hepsinin adını ve kim kimin yavrusu falan bilirim. Mahalle başında beni gören tüm kediler gerek çekinerek gerekse sıcak bir tavırla evin yoluna kadar benimle birlikte gelirler.

Soğuk bir kış günün de aç kalmış bir kedi her zaman kapımda bağırdığında bişiler yemeden gitmiceğini , sıcak bir yaz günün de mahallenin belirli köşelerinde konan su kaplarıyla serinleyeceğini bilir.

Birkaç gündür bir kedi var. Onu mahallede hiç görmedim. İşte bu yazı fotografında ki gördüğünüz kedi. Biri tarafından mı terk edilmiş yoksa yolunu kaybedip mi gelmiş pek kestiremiyorum. Fark ettiğim bir şey var ki beni ya birine benzetiyor ya da benim kedim olmak istediğinden şüphe ediyorum.
Annem evde olmadığım günler de kapıya gelip bağırdığını ve verilen hiçbir şeyi yemeden gittiğini söylüyor. Biraz etrafa ve çocuklara karşı hırçın bir kedi ama bana karşı oldukça uysal bir o kadar da sakin.
Çokça hayvanlar ve duyguları ilgili birçok belgesel izlemiş, kitap okumuş biri olarak bu kedi benim onu kendi kedim gibi sevmemi istiyor.
Kediler sahiplerini kendi seçermiş. Onu sevecek ve onunla ilgilecek kişiye bir sinyal verirlermiş. Evde hayvan beslenir mi? Tüy kaçar boğazına öpülür mü? Alerjin var tutma. Bunların hiçbiri fayda etmedi bana. İnsanlara duymadığım güveni duydum hayvanlara.
Beni sahibi zanneden kediye içimde ki sevgimi ve merhametimi paylaşmayı düşünüyorum. Onda fark ettiğim diğer insanlara karşı olan hırçıklık ve sinirli tavrının acaba bu kedi terk edilmiş ve kötü bir muameleye mi maruz kaldı diye düşünüyorum.
Çok akıllı bir kedi.
Sevdikleri için endişelenip sokakta olan bir kediyi hastalık kapar ve ya mikrop bulaşır diye düşünmeyin.
Veterinere götürüp muayene ettirip aşılarıyla birlikte ona güzel bir gelecek sunabilirsiniz.
Daha güzel bir dünya için biraz etrafımızı fark edelim…
Bir şans değil bir gelecek için yapalım.
Ufak bir çocuğunuza sahiplendirdiğiniz bir küçük hayvan onun ilerde merhametli ve sıcak kanlı bir birey yapabilir.

Babam’a ithafen..

Güneş..